Kitap eleştirisi: Gillian Linden'den “Negatif Uzay”

OLUMSUZ BOŞLUK, kaydeden Gillian Linden


Gillian Linden'in “Negatif Uzay”ını okurken Lydia Davis'in “Korku” öyküsünü düşünmeye devam ettim. Hikaye, “solgun yüzlü ve çılgınca uçuşan bir paltoyla” evinden koşan bir kadınla başlıyor. “Acil durum, acil durum” diyor kadın. Bir sonraki cümlede Davis bize bu kadına “gerçekte hiçbir şey olmadığını” ama toplumun yine de onun yardımına geldiğini söylüyor. Korku, Linden'in romanı gibi, yaklaşan ve tehdit eden bir şeyin şekilsiz duygusuyla ilgilidir; Okuyucuyu korkunç şeylerin yaşandığı ama aslında henüz hiçbir şeyin yaşanmadığı bir dünyaya taşıyor. Bu arada Davis'in hikâyesindeki kadının etrafındaki dünya ve Linden'in romanındaki dünya onun sessiz olmasını her şeyden çok istiyor.

“Negatif Alan”ın oldukça basit bir yapısı var: Eşi ve iki çocuk annesi olan anlatıcımızla bir hafta geçiriyoruz. Başlangıçta kızı diş eti hastalığından muzdariptir. Pek acil bir durum değil; süt dişlerinden birkaçının çekilmesi gerekiyor; Her şey neredeyse kesinlikle iyi olacak. Anlatıcımız daha sonra Manhattan'daki özel okulda yarı zamanlı İngilizce öğretiyor. Neredeyse haziran geliyor ve gelecek okul yılında bir işi olup olmayacağını öğrenmek için bekliyor.

Shakespeare oyunlarından oluşan bir sınıf seti ararken (Shakespeare ancak yıl sonunda öğretilebilir çünkü özel okulun müşteri ebeveynlerinin gözünde sorunlu ama belki de gerekli biridir), kendi bölüm başkanını görür – Kadroya geri alınıp alınmayacağına karar verecek olan adam; belki de anlatıcıya fazlasıyla samimi görünen bir tavırla sorunlu bir öğrenciyi “kokluyor”, belki de “dürtüyor”.

Kitabın bir motoru olduğu ölçüde şudur: Diş eti hastalığından muzdarip olan kızı Jane, diş çekiminden korkuyor; Anlatıcımız patronunu ihbar etmeye ve gördüklerini çeşitli arkadaşları ve yöneticilerle konuşmaya çalışır, ancak çoğunlukla başarısız olur. Fakülte toplantıları, aile yemekleri, bir arkadaşla telefon görüşmesi ve ardından anlatıcımızın annesiyle bir telefon görüşmesi daha var. Başka bir deyişle, gerçekte hiçbir şey olmuyor, ancak başlıktan da anlaşılacağı gibi, kitabın asıl ilgi alanı hiçbir şey değil.