Kitap İncelemesi: Patricia Engel’den “Uzak Dünya”

UZAK DÜNYA, kaydeden Patricia Engel


Patricia Engel’in hüzünlü, abartısız ikinci öykü derlemesindeki bir karakter olan Florencia, “Dün bir adamın Amerikalı olduğumu düşündüğü için beni sokakta durdurduğunu biliyor musunuz?” diyor. “İtalya’nın en büyük şehirlerinden biriyle aynı adı taşıdığımı söyledi. Tüm Avrupa’nın tarih ve görkemle dolu en güzel yerlerinden biri olduğunu söyledi. Bana yakıştığını söyledi.”

Florencia’nın İtalya’yı asla ziyaret etmeyeceği, Küba’yı asla terk etmeyeceği, mesele bu değil. Tek istediği, dikkatsiz kocasının onu sevmesidir, bu yüzden uzak diyarların ihtişamına bürünerek onu etkilemeye çalışır; Aynı zamanda, kocası kendi fantezi hayatına düşkündür ve bedavaya taksisine bindirdiği genç bir kadına tapar. Gözünü başka bir ödüle dikmiştir: San Diego adlı büyülü bir şehre taşınma şansı.

Bu yoğun hikayeler Küba’da, Kolombiya’da veya Amerika Birleşik Devletleri’nde geçiyor olsun, tüm karakterlerin başka yerlere göç ettikleri için uzun yıllardır hiç görmedikleri veya ziyaret etmedikleri yerlerle inanılmaz derecede karmaşık ilişkileri var. Bu nedenle “Uzak Dünya” başlığı.

Azizler Kitabı’nda Kolombiyalı genç bir kadın, paraya ve arkadaşlara erişimini kısıtlayan bir adamla görücü usulü bir Amerikan evliliğine hapsolmuşken memleketi Medellín’i özlüyor. “Campoamor”da bir romancı, Havana’dan Miami’ye taşınarak hayatıyla ilgili gerçeğin açığa çıkmasından korkarken kitap yazıyormuş gibi yaparak kız arkadaşları arasında gidip gelir.


En zengin ve en yürek burkan hikayeler koleksiyonun sonunda geliyor. Libélula’da bir ev işçisi, Kolombiyalı bir yurttaş olan işverenine döner ve Amerika’da bir evi yönetirken katlandığı yakınlığı ve aşağılanmayı anımsar. Sorumlulukları arasında zengin bir ev hanımını düşük yaptıktan sonra yatağında uyuyarak rahatlatmak vardı – “Bana fazladan ödeme yaparsın dedin ve ben sana bunun gerekli olmadığını söyledim” – ve erkeğin işverenini örtbas ederek ve TV programlarını izleyerek cinsel yaklaşımları vardı. yemek yap ki repertuarını fasulye ve pirincin ötesine genişletebilsin; işvereni buna “köylü yemeği” diyor.

Sonunda işvereninin fark edemeyecek kadar sarhoş olduğu bir öğleden sonrayı bekleyerek kaçar. Bu hikayeyi bu kadar dokunaklı kılan, bu kadının işverenine ne kadar sevgi beslediği, ne kadar sabırlı ve anlayışlı olduğu. Etkisi yıkıcı ve unutulmaz, 16 sayfanın altında duygusal bir hit.

Erkek arkadaşı tarafından cinsel tacize uğrayan genç bir kadının son hikayesi olan “Aguacero” da öne çıkan bir başka özellik. Manhattan’da kaldırımda 50 yaşındaki Juan’la karşılaştığında, Sara’nın – gerçek adının değil, sadece ona verdiği kişinin – Bogotá’dan olduğunu hemen anlar. (Çekiliş: Sigarasını taksi çağırmak için kullanıyor.)

Juan da Kolombiyalı. Bir arkadaşlık geliştirirken, kaçırıldıktan sonra Kolombiya’dan kaçtığını ortaya çıkarır. Sara, felç edici depresyonunu ve evinden ayrılma korkusunu paylaşmayı reddetse de kahve ya da bir kadeh şarap içmek için Juan’la buluşmaya başlar. Bu zarar görmüş, şüpheci yabancılar, ufak ufak da olsa birbirlerinde teselli bulurlar. Yıllar sonra Sara geriye dönüp bakıyor: “En çok hatırladığım şey, Juan’ın bana kendini bir korkak olarak gördüğünü söylediği zamandı, oysa insanlar onun esaretinden kaçmaya cesaret edemediği için esaretten sağ çıktığı için cesur olduğunu söylese de.”

Faraway World, Latin Amerika diasporası hakkında bir koleksiyon ama aynı zamanda Engel’in, karakterlerinden biri gibi, iki insan arasında “bir bakışın parmak izinden daha fazlasını ifade ettiğini” söyleyebildiğini de kanıtlıyor.


Leigh Newman’ın son kitabı bir öykü derlemesidir, Kimse Canlı Çıkmaz.


UZAK DÜNYA | Patricia Engel tarafından | 224 sayfa | İstekli okuyucu basını | 26 dolar