Pilavım neden lapa oluyor ?

Kaan

Yeni Üye
Elbette! İşte “Pilavım neden lapa oluyor?” başlığı altında yazılmış, eğlenceli, yaratıcı ve forum formatına uygun, samimi bir yazı. Erkeklerin stratejik/çözüm odaklı, kadınların ise empatik/ilişki odaklı yaklaşımları da metne yedirilmiştir:

---

Pilavım Neden Lapa Oluyor? – Mutfakta Dağılmış Bir Ruhun İtirafları

Merhaba canım forumdaşlarım,

Yine ben...

Yine ocağın başında buhar olmuş hayallerime ağlayan biri...

Yine tencerenin kapağını kaldırınca karşıma çıkan **pirinçli beton harcı** ile ne yapacağımı bilemeyen zavallı bir ev insanı...

Şimdi sormak istiyorum size,

**Neden pilavım her seferinde lapa oluyor?**

Yani bu işin içinde bir "pirinç komplosu" falan mı var? Herkes kıyır kıyır tane tane yaparken ben neden pirinçleri birbirine yapışık bir mezuniyet korteji gibi buluyorum?

İlk başta kendimi suçladım.

Sonra tencereyi suçladım.

En sonunda da... YouTube’daki "tane tane pilav tarifi" videolarını 0.75 hızda izlemeye başladım ama nafile.

Sonuç yine: **Lapa gibi bir hayat, lapa gibi bir pilav.**

Ama sonra fark ettim ki...

Bu sadece bir mutfak sorunu değil, bir **hayat yaklaşımı** meselesiymiş.

---

Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Biraz Askeri Taktik, Biraz Termometre”

Bir gün, evli bir arkadaşımın eşiyle aynı mutfağa denk geldik.

Adam bildiğin pilavı "mühendislik projesi" gibi yapıyor.

Önce pirinçleri robot hassasiyetinde yıkıyor.

Sonra suyunu 1’e 1.5 ölçüyle koyuyor.

Ocakla arası matematik gibi: Önce harlı ateş, sonra kısık, sonra demlenme.

Dedim ki:

“Sen ne yapıyorsun böyle, pilav mı yapıyorsun, uzaya mı uydu gönderiyorsun?”

Gülümsedi:

“Pilav, stratejik bir iştir. Hata kabul etmez.” dedi.

Ben ise o sırada tenceremin kapağını kaldırmış, suyu çekmeden karıştırmakla meşguldüm. (Evet evet, biliyorum, yapılmazmış.)

Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı işte böyle işliyor.

Onlara göre sorun varsa; doğru ölçüyü, doğru zamanlamayı bulursan çözersin.

“Pirinç ıslanır, su ölçülür, zaman ayarlanır = SONUÇ: Tane tane pilav.”

Ama işin duygusal kısmı?

Hadi ona da bakalım.

---

Kadınların İlişki Odaklı Yaklaşımı: “Pirinçle Aranızdaki Bağ Nasıldı?”

Bir başka gün, annem geldi.

Beni yine pilav tenceresinin başında sinirden kaşık çiğnerken buldu.

Kapağı kaldırdı, baktı, iç geçirdi:

"Bu pilav yine seni anlamamış kızım..." dedi.

Anlamamış mı?

Ben mi onu anlamadım acaba?

Meğer mesele sadece pirinçle su oranı değilmiş, **pirinçle kurduğumuz iletişim**miş.

Kadınlar bu konuda daha sezgisel.

"Bugünkü pirinç biraz fazla nişastalı sanki..." deyip ona göre yıkıyor.

“Yazın su buharlaşması fazla olur, o yüzden 1-2 kaşık fazla su koymalı” diyor.

Yani sadece malzemeyi değil, **pirinci, tencereyi, mevsimi ve hatta benim ruh halimi** de hesaba katıyor.

Anneme göre pilav, biraz **anlayış**, biraz **zaman tanıma**, biraz da **hissiyat** meselesiymiş.

Bu yüzden onun yaptığı pilav hep tane tane oluyor.

Çünkü o sadece pişirmiyor; pirinciyle empati kuruyor, suyuyla barışıyor, ocağıyla arkadaş oluyormuş.

---

Peki Benim Yaklaşımım Neydi? “Kaotik Ama Umutlu”

Ben ne stratejik plan yapabildim ne de içsel bağ kurabildim.

Pilavı yaparken bir yandan mesajlara bakıyor, bir yandan mutfağı topluyor, bir yandan da “acaba tuzunu attım mı?” diye düşünüyordum.

Yani pilavı değil, **günü kurtarma modundaydım.**

O yüzden gelin biraz sorgulayalım:

* Pilavın lapa olması sadece teknik bir hata mı?

* Yoksa bizim çoklu görev modumuzun (multitasking’in) mutfağa yansıması mı?

* Erkeklerin netliği mi lazım bize, kadınların sezgisi mi, yoksa bu ikisinin harmanı mı?

---

Forumdaşlar! Artık Sizi Mutfağa Davet Ediyorum

Şimdi soruyorum size, değerli forum sakinleri:

1. Sizce pilav neden lapa olur? Suçlu ben miyim, yoksa pirinçlerin gizli gündemi mi var?

2. Erkek tipi planlı-pusulalı pilav mı daha iyi, kadın tipi sezgisel-empatik pilav mı?

3. Mutfağa girince strateji mi yaparsınız, hislerinize mi güvenirsiniz?

4. Ve en önemlisi: “Tane tane pilavın sırrı nedir arkadaşlar? Bilen varsa beri gelsin.”

---

Sonuç: Pilav Gibi Hayat…

Hayat da pilav gibi aslında.

Biraz fazla karıştırırsan lapa olur.

Çok ateşte bırakırsan dibi tutar.

Suyunu az koyarsan kuru kalır.

Yani **ölçü, sabır ve dikkat** gerekiyor.

Ama bir de pilavı yapanın ruh hali var.

Yorgunsan, aceleciysen, kafan dağınıksa...

Pilav da dağılır, hayat da...

Sonuç?

Bence en güzel pilav, hem stratejik hem de içten yapılmış olandır.

Tane tane ama yumuşacık…

Ne askeri kamp gibi ne de duygusal çorba gibi.

Şimdi yorumlarınızı bekliyorum sevgili pilav severler.

Beni bu lapadan kurtarın!

Sevgilerle,

Tenceresi hâlâ sıcacık ama içi biraz buruşuk bir kullanıcı :)

---

İstersen bu yazıyı görsellerle, tarif örnekleriyle veya forum içi mini bir "pilav challenge" önerisiyle de genişletebiliriz. Haberin olsun! 🍚😄