Kitap İncelemesi: Maylis de Kerangal’dan “Doğuya Doğru”

Genç adam çok geçmeden başarılı bir firar planlayamayacak kadar saf olduğunu fark eder. Ne trenin duracağı istasyonları bilir, ne de ötesini. İlk denemesi acımasız çavuşunun dikkatini çeker – ama sonra Aliocha birinci sınıfta seyahat eden bir batılı ile tanışır. Hélène, kendisi de kendiliğinden firar eden 35 yaşında bir Fransız kadındır. Paris’te tanıştığı ve daha sonra bir hidroelektrik santrali işletmek için geri döndüğü Krasnoyarsk’a katıldığı bir Rus göçmen olan sevgilisinden kaçıyor. Rusça bilmiyor. O ve Aliocha, jestler ve sezgilerle iletişim kuruyor. Genç adamın korkusunu tamamen anlıyor ama ikisi için de bir planı yok.

Aliocha ve Hélène tespit edilmekten kurtulunca, Eastbound, de Kerangal’a göre saatte 60 kilometre hızla giden trenin kendisinden çok daha hızlı ilerleyen gerilim dolu bir romana dönüşür. Asker kaçağı ve ayrıcalıklı yabancı, içinde bulundukları eşitsiz koşullardan rahatsız olan suskun bir dostluk geliştirir. Aliocha şöyle diyor: “Evet, bana yardım ediyor ama bana güvenmiyor.” Güven inşa etme çabaları ters gidiyor.

Dışarıda, Sibirya “yünlü leylak rengi bir çöl”, manzaradan bile daha büyük Sibirya görüntüsü: “eldiven gibi dönmüş, ham, vahşi, boş bir dünya.” sona erer ama belirsiz kalır, insanı her zaman günün ağaracağını düşündüren bir elektrik parlaklığıyla yüklüdür.” Sonra gün ağarır, “ormanı tam bir eğimle yükselten şafak, dikeydeki her gövde yükselir, mavimsi çalılıklar delik deşik olur. şehevi bir ışıkla yüklü ışınlarla, tayga, havanın yeni kalınlığıyla sonsuzca modüle edilen manyetik bir kumaş gibi.” Tren, “İç deniz ve cennet tersine, uçurum ve kutsal alan” Baykal Gölü kıyısı boyunca ilerliyor.

Maylis de Kerangal’ın dahi çevirmen Jessica Moore tarafından aktarılan parlak vizyonunda, Sibirya’nın uçsuz bucaksızlığı insan bakış açısını gölgede bırakıyor. Bu enginlikte ve trende var olmanın belirsizliği, insan bağlantısının önemini vurguluyor. Bir savaş zamanında, bu bağlantı kurtuluş ve kefaret getirebilir.


Ken Kalfus’un son romanı Little America’da 02:00.