Toni Morrison’ın Princeton’daki el yazmaları 2023’te sergilerde yer alacak

dunyadan

Aktif Üye
Song of Solomon (1977) ve Beloved (1987) gibi romanlarda Amerikan edebiyatına silinmez bir kara ses veren ve 1989’dan 2006’ya kadar Princeton’da ve sonraki dönem üniversitede öğretmenlik yapan Nobel ödüllü Toni Morrison’ın yaratıcı sürecini gösteriyor. Kampüs çapında halka açık etkinlikler ve sergiler programı, Princeton’ın 2014 yılında yazardan aldığı Morrison’ın 60 metrelik kişisel makalelerini yeni bağışlar ve disiplinler arası işbirlikleri için bir sıçrama tahtası olarak kullanıyor.

Girişime öncülük eden Afro-Amerikan ve İngiliz bölümlerinden bir profesör olan Autumn Womack, “Bu proje, başka türlü buraya gelmeyecek olan sanatçıları ve bilim adamlarını Princeton’a getiriyor ve arşive neyin ilham verebileceği konusunda düşünceleri körüklüyor” dedi.

Womack, yüksek lisans öğrencilerinden oluşan bir ekiple birlikte, Princeton Üniversitesi Kütüphanesi’nin Özel Koleksiyonlar bölümünde yer alan Morrison’ın taslak el yazmaları, konuşmalar, yazışmalar, fotoğraflar ve diğer geçici nesneleri içeren yaklaşık 400 vakadan daha önce hiç gösterilmemiş 90 nesneyi ayıklamak için iki yıl harcadı. Seçki, 22 Şubat’ta Firestone Library’deki Milberg Gallery’de açılacak olan Toni Morrison: Sites of Memory sergisinde izlenecek.

Öne çıkanlar arasında, Morrison’ın Random House’da çalıştığı (kurgunun ilk siyah kadın baş editörüydü) 1974 ve 1975’ten günlük planlayıcılar ve yanında taşıdığı kağıt planların kenar boşluklarında “Song of Solomon” taslağı çizdiği boş anlar yer alıyor. onun çantası. Bu romanın hayatta kalan tek taslağı olan bu planlayıcılar, Angela Davis ve Muhammed Ali de dahil olmak üzere birlikte çalıştığı kişiler için konuşma notları ve editoryal geri bildirimler de içeriyor.


Womack, “Daily Planners, kariyerinin tüm seviyelerini ve yaptığı farklı yazı türlerini görebileceğiniz gerçekten dinamik bir alandır” dedi. Ayrıca Beloved and Paradise’ta (1997) Morrison’ın elle çizilmiş hayali uzay haritalarından bazılarını ortaya çıkardı ve karakterlerinin ortaya çıktığı dünyaları ve ayrıca Toni Cade Bambara ve Nina da dahil olmak üzere 1970’ler ve 1980’lerde arkadaşlarından ve işbirlikçilerinden gelen yazışmaları görselleştirdi. Siyahi feminist düşünce şekillenirken ona ışık tutan Simone.

Bir başka sergide görsel sanatçı Alison Saar’ın heykelleri, baskıları ve dokumaları, yazarın metinleriyle diyalog içinde yer alıyor. Cycle of Creativity: Alison Saar and the Papers of Toni Morrison başlıklı kitap, 25 Şubat’ta Princeton Üniversitesi Sanat Müzesi’nin Art@Bainbridge galerisinde açılıyor. Womack tarafından davet edilen müzenin modern ve çağdaş sanat küratörü Mitra Abbaspour, Morrison keşif arşivine verdiği demeçte, her iki kadının da “torunları için bir platform sağlamak üzere aktif olarak atalarını aradıkları fikrine bağlı olduklarını” söyledi.

Örneğin küratör, Morrison’ın daktilo edilmiş 1993 Nobel Ödülü dersini (çantasında katladığında buruşmuştu) ve dersinde beyin fırtınası yapmak için kullandığı el yazısıyla yazılmış sarı hukuk kağıtlarını çıkardı. Abbaspour, bu belgeleri Saar’ın “Swing Low (Harriet Tubman Memorial maketi)” (2007) ile karşılaştıracak olan “Bu konuşmada, Morrison yaşlı bir kör kadın ve bazı çocuklar arasında bir diyalog sağlıyor” dedi. Nesiller arası değişim fikrini de ele alan Harlem Sanatçılar Anıtı. Abbaspour, “Bu heykel, tarihi Yeraltı Demiryolu olayını Harlem Rönesansının yaratıcı çiçek açmasıyla ilişkilendirmek için 125. Caddeye yerleştirildi.” Dedi.

Saar, aralarında romancı Edwidge Danticat ve Berkeley profesörü Stephen M. Best’in de bulunduğu 30 düşünürün 23-25 Mart’ta düzenlenecek bir sempozyumda Morrison’ın arşivine hitap edeceği Princeton’da şair Evie Shockley ile söyleşide yer alacak. Performans sanatçıları Daniel Alexander Jones ve Mame Diarra (Samantha) Speis tarafından 24-25 Mart tarihlerinde Üniversitenin McCarter Tiyatrosu’nda sunulacak olan Morrison’ın makalelerine cevaben yapılan iki yeni görevlendirilmiş eserle noktalanıyor. 12 Nisan’da caz vokalisti Cécile McLorin Salvant, Alexander Hall’daki Richardson Oditoryumu’nda Princeton University Concerts tarafından ortaklaşa sunulan arşivden ilham alan yeni bir besteyi seslendirecek.

Womack, “Bu proje yalnızca Princeton’da yapılabilir,” dedi. “Gerçekten kapıları farklı şekillerde açıyor.”